Türkiye’nin Suriye bataklığına saplanışı,29 Ekim ve tamamen biten CHP’nin misyonu

349

Türkiye’nin Suriye bataklığına saplanışı,CHP’nin iktidar partisinin var olma sebebi olduğunu bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkarmıştır.

Suriye bataklığına giren Türkiye çıkış yolları arıyor.Ancak siyaset ve bürokrasinin içinin tamamen boşaltılması soruna çözüm bulunmasını güçleştiriyor.Türkiye gerçekten çok ilginç ülke ‘Suriye’ye son yapılan operasyona bazı siyasi,gazeteci ve sivil toplum örgütleri savaşa hayır diye eleştiri getiriyor. Aynı çevreler Suriye kriziyle ilgili olarak ‘’CHP yine AKP ile anlaştı’’ değerlendirmesinde bulunuyorlar. Söz konusu çevreler CHP Meclis’te savaş tezkeresine yeşil ışık yakarak büyük bir yanlış yaptı diyerek Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.Ama aynı çevreler Türkiye Suriye bataklığına girmeden önce CHP yönetimine Suriye savaşını durdurmak için niçin aktif hareket etmiyorsunuz.Niçin gelişmeleri seyrediyorsunuz diye eleştirmediler.Tam bir komedi yaşıyoruz.

CHP sonuç itibariyle iktidarın Suriye politikasını desteklemiştir

CHP 2000 yılların başından bu yana sadece TBMM’nin içinde kalıp salon siyaseti yaparak Suriye krizini seyretti. Mecliste haftada bir slogan atmakla bu işler olmuyor.CHP,demokratik sistemde iktidarın Türkiye’yi Suriye bataklığına sokmasını önleyebilecek her türlü imkan ve yeteneğe sahipti ama mecliste kalıp iktidarın çizdiği noktanın dışına çıkmadılar.Sadece eleştirip bolca konuştular.Suriye bataklığı Türkiye için büyük bir felaketti. Muhalefet bu süreçte eleştirmenin dışında çalışmadı, çalışmadı,çalışmadı,çalışmadı.Ve söz konusu krizin önüne geçmek için strateji ve ara formüller geliştirmedi.Mecliste kalarak sadece muhalefet yapıyoruz görüntüsü verildi.Kılıçdaroğlu ise bu zaman zarfında girdiği tüm seçimleri kaybetmesine rağmen daha da güçlendi.Demokrasi adına ne kadar hazin bir durum.

2000 yılların başından beri CHP yönetimi izlediği politikalarla iktidarın Suriye politikasını bir anlamda desteklemiştir. Sonuç ve net bilanço budur. Lütfen birbirimizi kandırmayalım. Oynanan tiyatro sona ermiştir.

İşin ilginç tarafı ise CHP’deki dış politikadan sorumlu milletvekili ABD ile yapılan anlaşma,Türkiye açısından diplomatik başarıdır dedi! Peki bu sözler,AKP’nin Suriye politikasının CHP tarafından benimsendiğini göstermez mi?

Şimdi savaşa hayır diyenlere soruyoruz. Niçin ilk günden CHP’nin Suriye kriziyle ilgili pasif pısırık politikasını eleştirmediniz? Türkiye’nin Suriye bataklığına girmemesi noktasında CHP’nin bu konuda pasif muhalefet yapmasına niçin karşı çıkmadınız? CHP iktidarın Suriye politikasını bugüne kadar izlemiş olduğu politika ile desteklemiştir.Gerisi teferruattır. Çünkü gelişmeleri seyredip sadece ama sadece eleştirip slogan atıp sessiz kalırsanız bir anlamda iktidarın Suriye politikasını desteklemiş olursunuz.Bilanço budur.Sayın Kılıçdaroğlu; ‘’Tezkereye içimiz yana yana ‘evet’ diyeceğiz açıklamanızla bu işin içinden çıkamazsınız.Tekrarlayalım ‘CHP İKTİDAR PARTİSİNİN VAR OLMA SEBEBİDİR.’

Saddam’ın başına gelenler ile Türkiye’nin içine düştüğü durum arasında büyük benzerlik var

İran Meclis Başkanı Ali, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye savaşının başlarında Tahran’a yaptığı ziyaretlerle ilgili şu görüşleri dile getiriyor:

”Bazı devletler Suriye’deki olayların başlangıcında İran’a geldi. Bu devletler Suriye’yi desteklediğimiz için bizi eleştiriyordu.İki hafta içinde Emevi Camisi’nde namaz kılacaklarını söylüyorlardı. Ona dedim ki ‘emin ol böyle bir olay (Emevi Camisinde namaz kılma) olmayacak.O gelişmelerin üzerinden birkaç yıl geçti ve o kadar kan döküldü.Suriye meselesinin askeri yöntemlerle değil siyasi uzlaşı ile çözüleceğini söyledik.Suudiler ve bazı bölge ülkeleri yanlış yaptı. Bu ülkeler Suriye rejimini askeri yollarla devirebileceklerini düşünüyordu, fakat zannediyorum ki şimdi yanlış yaptıklarını anladılar.”

Saddam’da İran savaşı öncesi Tahran’dan gelen yetkililere beş gün içinde İran’ı alacağını söylemiş.France 5 belgeselinde detaylı izleyebilirsiniz .Yine Saddam Kuveyt’e saldırmadan önce batılı ülkelerin kendisine yeşil ışık yaktığını bunun neticesinde Kuveyt’e girdiğini söylemişti.

Görüyormusunuz Saddam ile Türkiye’nin başına gelenler arasında ne kadar büyük benzerlik var.Dünyadan bir haber olan Türkiye’deki Ortadoğu uzmanları son 17 yıldır ne söyledilerse tam tersi çıktı.Hala bunlar Ortadoğu uzmanıyım diye yazılı ve görsel basında boy göstermeye devam ediyorlar.Hepiniz topluca sınıfta kaldınız.

CHP’nin Suriye krizinde yapması gerekenler…

Şimdi yeri gelmişken soralım.CHP,”Türkiye için bu kadar hayati, güncel, adeta bir iç mesele olan Suriye savaşı konusunda neden 2000’li yılların başından itibaren ‘Suriye’de savaşa hayır’ kampanyası örgütlemedi. Neden bu savaş konusunda halkla gerçekleri açıklayan, savaş karşıtı tepkiyi örgütleyen, Türkiye’nin Suriye’deki varlığını sorgulayan, bununla ilgili gerçekleri açıklayan,savaşa, cihatçılığa karşı çıkan geniş bir örgütlenme niye olmadı? Neden bu savaşın her aşamasına böyle hazırlıksız yakalanılıyor? Sayın Baykal ve Kılıçdaroğlu buyrun cevaplayın.İşte bunları yapmanız gerekiyordu.Koltuklar tatlı geldi.

Şimdi çıkmış Kılıçdaroğlu Türkiye’deki siyasi partiler arasında en büyük değişimin CHP’de yaşandığını söylüyor. Ne kadar trajikomik bir durum.Sayın Kılıçdaroğlu biran önce ama bir an önce istifa edin.

Onur Öymen’in Baykal ile ilgili çıkışı

Eski CHP milletvekili Onur Öymen bazı basın yayın organlarında Baykal’dan rahatsız olan güçlerin kaset komplosu ile Baykal’ın görevinden uzaklaştırıldığını söyledi.Ve bir rapordan bahsetti.Sayın Öymen CHP’yi yakından takip eden kime sorarsanız, Baykal’a kaset kumpası kuranlar ile Kılıçdaroğlu ve ekibini CHP’nin başına getirenlerin kimler olduğunu size en ince detayına kadar anlatır.Unutmadan Baykal görevde kalsaydı da hiç bir şey değişmezdi.Salon siyasetine devam edilirdi.

Sayın Öymen, Baykal ve Kılıçdaroğlu gibi girdiği tüm seçimleri kaybetmiş bir tane Avrupa’da sosyal demokrat lider gösterin? Avrupa’da gösteremezseniz,Asya’da gösterin? Bekliyoruz.

Sayın Öymen Irak tezkeresine hayır dendiğinde AKP’nin ilk yıllarıydı biraz zaman geçseydi, Irak tezkeresinide meclisten geçirirlerdi. Bunu bir kenara yazın.

Sayın Öymen Baykal başına gelecekleri hissettiği anda (rapor ve kaset kumpası konusu…) hemen koltuğu partideki gençlere devredecekti.İlk yapması gereken buydu. Koltuk tatlı geldi.Baykal,koltuğa yapıştıkça yapıştı.Gerçekleri konuşalım.Baykal gibi akil insanların partide geri plana çekilerek muhalafetin halkın içinden konuşlandırılması gerekiyordu.Baykal gerekli hamleleri zamanında yapsaydı Kılıçdaroğlu ve ekibide partide söz sahibi olamazdı.O zaman Türkiye Suriye bataklığına belki girmezdi.Veya bu kadar hasar oluşmazdı.

Fazla detaya girmeyelim ama yeri gelmişken çok kısa bir hafıza tazeleyelim 12 Eylül’de yaşananlar ve bu çerçevede Ecevit sonrası CHP yola devam etti.Bunun adı Atatürk’ten miras kalan CHP hiç bir zaman değildi ‘DENİZ BAYKAL ‘partisiydi.Şimdi de CHP diye bir şey yok adı ‘KEMAL KILIÇDAROĞLU’ partisi.Gerçekleri konuşalım.

Sayın Öymen son 17 yılda ne oldu. Bunun hesabını kim verecek? ATATÜRK’ÜN KURDUĞU REJİM BAYKAL VE KILIÇDAROĞLU SAYESİNDE DEĞİŞTİ.Sonuç budur.Net bilanço budur.Dokuz seçimi kaybeden bir insan hala nasıl CHP genel başkanı olabiliyor? Ortadoğu’daki siyasetin kopyası.

CHP Köy Enstitülerini bile gündeme getirmekten acizdi

Prof. Dr. İlber Ortaylı, ”Köy Enstitüleri’ni kapatan Demokrat Parti değil Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Zaten DP ile CHP aynı torbadan çıkmış, öyle birbirine çok yabancı arkadaş falan da değildir.” açıklamasına ne demeli. Köy Enstütülerini kaldıran zihniyet Türkiye’nin bugünlere gelmesini sağladı. Hiç olmazsa CHP bugüne kadar elinde tuttuğu belediye sınırlarında seferberlik halinde Köy Enstütülerini kurmak için çalışabilir,halkı ülke genelinde bu konuda bilinçlendirebilirdi.Bunu bile yapmaktan acizdi bunlar.

CHP’nin misyonu tamamen bitmiştir. CHP artık iktidar partisinin var olma sebebidir

Kılıçdaroğlu ile birlikte göreve gelen yönetim CHP’nin kurucu ilkesiyle uzaktan yakından alakası yok.CHP’yi elinde tutan bu yönetim Atatürk’ü,cumhuriyeti….vs dolgu malzemesi yapıp koltuk kapma derdinde.

Dokuz seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmamakta ısrar ederek, CHP’nin misyonunun tamamen bittiğini bir kez daha ortaya koymuştur.Türkiye’de din nasıl dolgu malzemesi olarak kullanılmışsa Atatürkçülük,cumhuriyet,laiklik…vs dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır.Bunuda 2000 yılından sonra bilhassa CHP’de ipleri elinde tutan CHP yönetimleri bilerek veya bilmeyerek yapmıştır.Sonuç budur.Bilanço budur.16 Nisan referandumu sonrası Atatürk’ün kurduğu rejim yıkılmıştır.CHP’de son 17 yılda siyaset yapanların artık Atatürkçülük ve cumhuriyet kisvesi altına siyaset yapmalarıda imkansızdır.Atatürkün kurduğu rejimin yıkılmasını önleyemeyenler ve seyredenlerin adı tam olarak belli olmayan bu tek adam rejimini değiştirmeleri ise imkansızdır. Tek dertleri Baykal ve Kılıçdaroğlu gibi CHP’de yönetimi ele geçirip mezara kadar parti başkanlığı yapmak istemeleridir.İktidar ile birlikte oynanan ‘MUHALEFETÇİLİK TİYATROSU’’ bitmiştir

Tek adam rejimini ancak gençler ve yeni oluşumlar değiştirebilir

CHP’nin çevresine kümelenmiş Kılıçdaroğlu’nun gitmesini bekleyen grupların boşuna kürek çekmelerinede gerek yoktur.Kendileride bu gelinen noktadan doğrudan sorumlulukları bulunmaktadır.Türkiye’deki tek adam rejimi ancak ama ancak yeni söylem,yeni yüz,yeni nesil ve gerçek Atatürkçü politikacılar tarafından değiştirilecektir.

29 Ekim’i kutlayacak olan en son Kılıçdaroğu ve ekibidir

Şimdi bir kez daha soralım Sayın Kılıçdaroğu 29 Ekim’de hangi yüzle Anıtkabire gidip ve desteklediğiniz medya organlarında yazılar kaleme alarak Atatürkçülükten dem vuruyorsunuz.Yeter artık.16 Nisan referandumuyla Atatürkün kurduğu rejim yıkılmıştır.Sayın Kılıçdaroğlu tek adam rejiminin tesis edilmesinin en büyük sorumlularından birisi siz ve ekibinizdir.Boşuna kendinizi yormayın.İktidar ile oynadığınız tiyatro bitmiştir.CHP’yi ele geçiren bu oligarşik yapı tamamen dağıtılmalıdır.Maskeler tamamen düşmüştür.

Israrla bir kez daha CHP’nin son 17 yılda geldiği noktayı net özetleyelim.’’CHP İKTİDAR PARTİSİNİN VAR OLMA SEBEBİDİR.Misyonu çoktan bitmiştir.Kılıçdaroğlu’yla birlikte siyaset yapanlar sadece milletvekili, delege ve il veya ilçe başkanı olmak için hareket ediyorlar.Açıkçası al gülüm ver gülüm nokta.Ortadoğu’daki siyasetin aynısı.

Kurultaylar düzmece

CHP’de önceden ayarlanmış ve düzmece kurultaylarla kimse birbirini kandırmamalı.Kurultay tiyatrosuda sona ermiştir.Demokrasilerde seçimi kaybedenlerin kuraltaylardan çıkma şansı hiç ama hiç yoktur.Bir tane Avrupa hatta Asya’dan örnek gösterin.Dünyada eşi benzeri yok bunun.Seçimi kaybeden anında istifa eder.Koltuk sevici zavallılar.

CHP’de Kılıçdaroğlu ve ekibinin bilerek veya bilmeyerek oynadığı Atatürkçülük oyunu sona ermiştir.Artık,Atatürk’ten miras kalan ”CHP DİYE BİR PARTİ YOKTUR. ADI KEMAL KILIÇDAROĞLU PARTİSİDİR.”