Akıncı: “Anastasiadis’in BM’deki konuşmasında düzeltilmesi gereken hususlar var.Anastasiadis kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geliyor”

159

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
New York’ta temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Dünyamız bugün global tehditlerle karşı karşıyadır. İklim değişikliğinin yaratmakta olduğu büyük felaketler, din dil milliyet ve cinsiyet farkı gözetmeden tüm insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Terörizm, yoksulluk, eşitsizlik dünya insanlığının birlikte mücadele etmesi gereken hususlardır. Bu bağlamda Sayın Anastasiadis’in BM Genel Kurulu’nda bugün yaptığı konuşmanın başında değindiği bu konular, bizim de paylaştığımız hususlardır.
Kıbrıs’ta çözümü sağlayarak bir ortaklık devletinde buluşmak, bu küresel tehditlere karşı birlikte daha etkin mücadele etmeye de yardımcı olacaktır.” dedi.
“Amacım, Sayın Anastasiadis’in yaptığı konuşmaya satır satır cevap vermek değildir. Biz New York’a karşılıklı suçlama amacıyla değil, Kıbrıs’ta çözüme gidecek yolu yeniden açmak için BM ile işbirliği içinde atılabilecek adımları konuşmaya geldik” ifadesini kullanan Akıncı, bununla birlikte Anastasiadis’in bugünkü (dünkü) konuşmasında düzeltilmesi gereken önemli hususlar bulunduğunu vurguladı.
Akıncı açıklamasını söyle sürdürdü:
“Her şeyden önce Sayın Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler’de tek başına kullandığı kürsüde, Kıbrıslı Türklerin de hakkı vardır. Ne yazık ki Kıbrıslı Rum liderler bunu, Kıbrıslı Türkleri 1960 ortaklığından dışladıkları 1963 yılından bu yana tek başlarına kullanma imtiyazını ele geçirmişlerdir. Sayın Anastasiadis, 45 yıldır kendi ve kendinden önceki Kıbrıslı Rum liderlerin çözüm için uğraşmalarına rağmen, sorunun çözümsüz kaldığını ifade etmiştir. Ancak herkes de bilmektedir ki Kıbrıs Türk halkının çözüm talepleri Kıbrıslı Rum liderlerden gerekli karşılığı bulmamıştır. Bunun yakın tarihteki en önemli iki örneği, 2004’teki Annan Planı referandumu, ikincisi de 2017’deki Crans Montana konferansıdır.”
Crans Montana’dan bu yana son iki yıldır referans kavramlarının hazırlanabilmesi için Anastasiadis’in konuşmasında değindiği üç unsurun altını sürekli çizen tarafın Kıbrıs Türk tarafı olduğunu vurgulayan Akıncı, bunların 11 Şubat 2014 Ortak Açıklama Belgesi, bugüne kadarki mutabakatlar ve 30 Haziran 2017 tarihli Guterres Çerçevesi olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Anastasiadis’in konuşmasında değindiği Guterres Çerçevesi’nin 30 Haziran 2017 tarihli olduğu gerçeğini geçtiğimiz iki yıl boyunca kabul etmediği ve 4 Temmuz gibi olmayan belgeler icat ederek, bu süre içinde Sayın Lute’un çabalarının verimli olmasını engellediğinin bilindiğini de hatırlattı. Akıncı “Bunun yanında yaptığı konuşmasında 30 Haziran tarihli belgeden bahsederken, bu belgenin önemli bir maddesi olan ve siyasi eşitliğin önemli bir göstergesi niteliğindeki 2’ye 1 dönüşümlü başkanlıktan söz etmemesi, çerçevenin içeriğini net bir şekilde kabulde hala zorlandığını göstermektedir.” dedi.
“Gerek dönüşümlü başkanlık, gerek kararlara etkin katılım, geçmiş mutabakatlar arasında var olan ve BM parametresi haline dönüşen siyasi eşitliğin önemli ilkeleridir” diyen Akıncı. Hem geçmiş mutabakatları kabul ettiğini söylemek, hem de bu ilkeleri reddetmenin büyük bir çelişki olduğunu ve referans kavramlarının oluşumunu olumsuz etkilediğini bildirdi. Akıncı, bu noktada BM Genel Sekreteri’nin BM ilkesine dönüşen bu parametrelere sahip çıkarak açıktan tavır almasının kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı.
“Hidrokarbon konusunda ise yapmış olduğumuz ortak komite önerisi hala masadadır ve bu konuda izlenmesi gereken çıkış yolunu göstermektedir. Doğu Akdeniz’deki enerji politikası adanın her iki toplumunu da ilgilendirdiğine göre, bunun birlikte yönetilmesi ve nimetlerinden birlikte yararlanılması en barışçı ve akılcı yoldur.” ifadesini kullanan Mustafa Akıncı, bu konunun yapıcı bir şekilde yürütülmesinin, tüm taraflara kazanç sağlayacağı gibi bölgenin barış ve istikrarına da katkı yaparak, Türk Yunan ilişkilerini de olumlu etkileyecek bir gelişme olacağını belirtti.
Pazartesi günü New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşecek olan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “İddia edildiği gibi 1974’te değil 1963’ten beri devam eden Kıbrıs sorununun tüm tarafların yararına olacak bir şekilde 11 Şubat 2014 Ortak Belgesi’nde de ifade edildiği gibi iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı iki kurucu devletli yeni bir federal statü ile sonuçlandırılması en büyük temennimizdir. Biz bu yapıcı tutum, siyasi irade ve kararlılıkla böylesi bir geleceği kurmak için BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile iyi niyetle çalışmaya hazırız” dedi.

—————

Akıncı: “Anastasiadis kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geliyor”

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çözüm konusunda isteksiz olan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in son 2 yılda farklı dönemlerde farklı kişilere farklı mesajlar verdiğini ve kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan eski başbakanı ve eski PASOK Lideri Yorgo Papandreu’nun davetiyle BM Genel Merkezi’nde gerçekleşen Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Divanı toplantısına katılarak, konuşma yaptı.
Papandreu tarafından karşılanan Akıncı, Sosyalist Enternasyonal üye devlet ve hükümet başkanlarına hitap ettiği konuşmasında, Kıbrıs konusunda bilgi verip, son gelişmeleri aktardı.
Konuşmasına başlarken dünyada artan eşitsizlik ve yoksulluğun yanı sıra iklim değişikliği alarm verildiğine işaret eden Akıncı, birçok bölgede savaş ve çatışma yaşandığı dikkate alındığında göreceli olarak bir savaş alanı olmasa da Kıbrıs’ın uzun yıllardır çözümlenmeyi bekleyen bir sorunu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, yakın geçmişte Annan Planı ve Kıbrıs Konferansı gibi 2 önemli fırsatın yitirildiğini belirterek, Crans Montana sonrasında düşünme ve değerlendirme dönemi geçirildiğini ve şu an olası müzakerelere zemin olacak referans kavramları üzerinde çalışıldığını kaydetti. Akıncı, referans kavramlarının oluşmasında 11 Şubat belgesi, geçmiş mutabakatlar ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesinin öneminin altını çizdi.
Akıncı, federasyonların olmazsa olmazı olan etkin katılımın önemini vurgulayarak, Rum liderle bu konuda yürütülen müzakerelerin ayrıntılarını aktardı.
Her otaklıkta kararların ortaklaşa almanın kaçınılmaz olduğunu ancak Kıbrıs Rum tarafının eşitliği ve kararlara etkin katılımı kabule yanaşmadığını kaydeden Akıncı, Rum liderin Guterres çerçevesini de sulandırmaya ve çarpıtmaya çalıştığını belirtti.
Akıncı, Rum liderin kabul etmediklerinin geçmişte uzlaşılan hususlar olduğunu ve bunların birer BM parametresi haline geldiğini kaydetti. Anastasiadis’in son 2 yılda farklı dönemlerde, farklı kişilere, farklı mesajlar verdiğini vurgulayan Akıncı “2 devletten, konfederasyona, gevşek federasyondan desentralize federasyona, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme, hatta dönüşümlü başkanlıktan dönüşümlü başbakanlıga kadar kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geldi” dedi.
Sürecin artık bir 50 yıl daha uzamaması için ucu açık olamayacağını belirterek bir netliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akıncı, iyi tanımlanmış, iyi yapılandırılıp planlanmış ve ucu açık olmayan sonuç odaklı bir süreç gerektiğini belirtti. Bu gereğin BM Genel Sekreteri raporlarına da girdiğini kaydeden Akıncı, uluslararası toplumun da buna yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Konuşmasında Doğu Akdeniz’deki doğal gaz konusuna da değinen Akıncı, iki tarafın da hakkı olduğunun herkesçe kabul edildiği hidrokarbon konusunda 3 yolun izlenebileceğini yineledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunlardan biri, Rolandis’in önerisi olan çözüme kadar moratoryum ilan etmek. Bu olmazsa 13 Temmuz’da önerdiğimiz ortak komiteyle birlikte yürütmek. Bu da olamıyorsa, şimdi yapılmakta olduğu gibi, ayrı ayrı yapmak. Bizim tercihimiz, Kıbrıs Rum tarafı reddetmiş de olsa, önerdiğiniz ortak komitedir” dedi.

KKTC Enformasyon Dairesi