Türkiyede siyasette en büyük sorun ‘NİTELİKSİZ’ siyasetçiler olduğunun altını önemle çizmek gerekiyor. Ülkenin ve halkın sorunlarına çözüm üretemeyen sadece konuşan laf üstüne laf üreten bir siyasi sınıfla Türkiye duvara toslamış durumda. Siyasetin bir meslek olarak görüldüğü Türkiye’de maalesef siyasi yaşam Afrika düzeyinde.
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 14 Mayıs’a kadar Türkiye’de sabah akşam kim cumhurbaşkanı olacak tartışması yapıldı, medya sürekli kim cumhurbaşkanı olacak tartışması içine girdi.Kimse cumhurbaşkanı adaylarının donanımları sorgulamadı.Peki yeri gelmişken soralım koskoca bir ülkede yıllarca her gün kim cumhurbaşkanı olacak tartışması yapılarak ne yapılmak isteniyor? Burada esas yapılmak istenen ülkenin temel sorunlarının ele alınmasının önüne geçmek. Böylece iktidar ve muhalefet kendi oluşturdukları havuz medyası,sivil toplum örgütleri, akademisyen ve anket şirketleriyle çökmüş,çürümüş statükoyu ısrarla korumaya çalışıyor.
İktidarın bunca yaptığı yanlışlara ragmen bir türlü iktidara gelmek için siyaset oluşturamayan muhalefet ülkenin sorunlarına bir çözüm üretmekten uzak zaten bunların bir projeside yok,Tek projeleri ne yapıp edip koltuklarını koruyarak partiIerinde yönetimi bırakmamak.Mezara kadar siyaset yapmak.Siyaset bir meslek değildir.
Tüm bu gelişmeler bir yana Türk siyasi yaşamında gençlerin önü tamamen tıkanmış durumda 40 yıldır iktidar ve muhalefet kanadında hep aynı yüzlerin partilerde ipleri elinde tutmaya devam ediyor, böyle bir durumun ise sadece Afrika ülkelerinde görüldüğünü söylemek zorundayız.
Siyasetçi ve bürokrat liyakat temelinde görevlere atanmıyor
‘’İktidar kanadının bilhassa atadıkları bürokratlara bakın.Ezici çoğunluğu geldikleri makamların hakkını veremiyor.Çünkü yaptıkları işi bilmiyorlar.Karar alıcı siyasetçi işi bilmezse atadığı bürokratta işini bilmez.Türkiye’de milletvekili olmanın kriterleri dünyadaki gelişmiş ülkelerle ile aynı değil. Afrika ülkeleriyle büyük benzerlik taşıyor.Bakıyorsunuz milletvekili liderine şirin gözükerek, atlama zıplama, takla atma taktikleriyle seçiliyor.Milletvekili olmak için hiç bir kriter yok.Bir anlamda parayı basan milletvekili oluyor.’NİTELİK’ diye bir şey yok.
Erdoğan,Kılıçdaroğlu ve diğerleri mezara kadar siyaseti bırakmak istemiyor
1994’dan beri gelmediği makam kalmamış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakıyorsunuz mezara kadar siyaset yapma derdinde.Bakın İngiltere Başbakanı Johnson, “Siyasette hiç kimse vazgeçilmez değildir” diyerek görevi bıraktı.Bizde 70-80 yaşı önemli değil aynı Afrika ülkelerinde olduğu gibi siyasetçiler mezara kadar siyaset yapmak derdinde.Kılıçdaroğlu ve diğerleri koltuklarını bırakmamak için her türlü çaba içindeler.
Türkiye’de birçok parti mezardan yönetiliyor
Diğer partiler ise mezardan yönetiliyor.Ve bunlarıda destekleyen gazeteciler, akademisyenler,sivil toplum örgütleri bulunuyor.Bunlarıda Afrika ülkelerinde görürsünüz Batıda bunları göremezsiniz, hayal bile edemezsiniz.Dünyanın neresinde görülmüş mezardan siyasi parti yönetildiğini.Türkiye’de var.Gidin batılı bir ülkede bunları yapın herkes sizle dalga geçer.Türkiye’de Menderes, Ecevit, Özal, Demirel, Erbakan mezardan siyasi parti yönetiyorlar.Bunları nerede görürsünüz? Mobutu,Mugabe rejminde ve adı duyulmamış bazı Afrika ülkelerinde.Peki niçin bu insanlar bu partilere katılıyorlar? Onuda yeri gelmişken söyleyeyim.Toplumda bir parti yöneticisi olarak ayrıcalıklı bir statü elde etme ve medyaya çıkmak…vs için bunlar bu partilerde yer alıyorlar.
40 yıldır hiç bir başarısı olmayan siyasiler sadece koltuklarını korudular
Şimdi bakıyorunuz siyasete son 40 yıldır hem iktidar hemde muhalefet kanadında karar alma mekanizmalarında yer alan ezici çoğunluk aynı yüzler.Ülkenin hiç bir soruna çözüm bulamamışlar, tam tersine sorunların bir parçası olmuşlar.Tek yaptıkları iş delegeleri ayarlayıp biat karşılığı milletvekili yaptıkları siyasilerle kurultaylarda seçim kazanarak koltuklarını korumak.Girdikleri seçimleri sürekli kaybedenler hala ahkam kesmeye devam ediyor.Bunlarıda bazı medya,akademisyen,sivil toplum örgütleri destekliyor.
Siyasette 40 yılını geçirmiş bazı siyasiler ise hızını alamayıp yeni siyasi parti kurup halka iktidara geleceğiz diye umut dağıtıyor.Peki siz 40 yıldır siyasettesiniz niçin kendi partilerinizi iktidara taşıyamadınız? Niçin iktidara gelmek bir siyasi ara formüller üretemediniz?Tabi bu soruları hangi medya mensubu bu siyasilere soracak?
Türkiye’nin bugünlere gelmesini sağlayan ‘Medya ve Sivil Toplum Örgütleri’ndeki aynı yüzler köşe başlarında
Medyaya bakıyorsunuz 40 yıldır köşe başlarında aynı yüzler. Para alıp fütursuzca Türkiye’yi bu duruma getirmiş siyasileri ısrarla destekliyor.Demokrasi meydanı diye 20 yıldır Türkiye’yi iktidarın altın seren siyasileri Atatürkçüyüm diye para karşılığı hiç bir şey olmamış gibi destekliyorlar.Atatürkçü düşünce derneklerine bir bakın 16 Nisan’da rejim yıkılmış birisi çıkıp muhalefetin yönetim kadrolarını istifaya davet etmemiş.Bunlarda hiç bir şey olmamış gibi muhalafetin yönetim kadrolarını destekliyorlar.Diğer ‘Sivil Toplum Örgütleri’de aynı.Tam bir Afrika ülkesi profili.