Kıbrıs Haber Ajansına konuşan AB Bölgeler Komitesi Başkanı (Committee of Regions – CoR), Karl-Heinz Lambertz AB yasalarının %70’ni uygulayan yerel yönetimlerin daha çok ve sistemli bir şekilde desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Lambertz çarşamba günü öğle saatlerinde Larnaka’da başlayacak olan Assembly of European Regions Genel Kuruluna katılmak amacıyla Kıbrıs’ta bulunuyor. Daha sonra Strovolos Belediye Binasında halkın katılacağı AB’nin geleceği konulu diyalogda hazır bulunacak.
Lambertz vatandaşların geleceğin AB olduğu konusunda AB’ye bir mesaj gönderdiğini ve Birliğin de kendi yararı için sonuçlar çıkarması gerektiğini söyledi.
“Eğer seçimler vatandaşların siyasete ilgi ve katılımı için iyi bir göstergeyse son yapılan Avrupa seçimleri son 25 yıldan bu yana en yüksek katılım oranını (%50,97) yakaladı. Bu da AB’nin büyük bir öneme sahip olduğunu kanıtladı. Avrupa seçimleri sonuçları vatandaşların büyük bir çoğunluğunun geleceğin birleşik bir Avrupa Birliği içinde bulunduğuna inandığını net bir şekilde ortaya koydu ve şimdi de AB’nin sonuçlar başarması zamanı geldi”.
Lambertz AB’nin sadece Brüksel ve Strasburg olmadığını, her üye devlet, bölge, kent ve köy olduğunu yinelemenin önemli olduğuna dikkat çekti.
“Vatandaşları dinlememiz ve onların katılımı AB’nin ihtiyaçları için daha çok kabul edilir olduğunu göstermenin tek yoludur. Ancak, vatandaşların AB’ye katılımı sadece seçim sırasında olmamalı: kalıcı, sürekli ve esnek olmalıdır”.
Kendisinin, Bükreş’te gerçekleştirilen Bölgeler ve Şehirler Zirvesinde çok defa yerel hükümetlerin ve yönetimlerin daha çok katılımının önemine değindiğini vurgulayan Lambertz, AB hükümetlerinin, AB binasında, yerel hükümet ve yönetimlerin önemini şimdiye kadar dikkate almış olmaları gerektiğinin altını çizdi.
“Avrupa Bölgeler Komitesi kurulalı 25 yıl geçti. Bu, bölgelere ve her üye devletten kentlere AB karar alma süreçlerine resmi olarak katılım tanıdı, ayrıca, şimdiki AB bütçesinin üçte birini bölgesel finansmanlar için bağladı ve bunlar da bölgeler ve kentlere göre değişiyor. AB hükümetleri şimdiye kadar yerel hükümet ve yönetimlerin AB içindeki önemini bilmiş olmaları gerekiyordu”.
Lambertz, 2017 Roma ortak bildirgesinde, AB liderlerinin AB’nin geleceği için yerel ve bölgesel düzeyde işbirliğinin önemine vurgu yaptıklarını hatırlattı. Avrupa Komisyonun son dönemde, kısıtlamalar ve ayrımcılıklar olmaması için AB siyasetlerinin nasıl değiştirilebileceğini incelemek amacıyla yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde siyasetçiler topladığını hatırlatarak bu çalışma grubunun haklı olarak bölgeler ve kentlerin katılımıyla yeni bir çalışma yöntemi istediğini söyledi.
“Buna rağmen tüm bu çabalara rağmen, değişiklikler olacağına dair AB liderleri henüz bağımlılık ifade etmediler. Mayıs ayında Romanya’nın Sibiu kentindeki görüşme sırasında liderlerin yerel ve bölgesel alanda yapılan çalışmaları hatırlatmamaları çok üzücü. Bu ayın sonlarında bir sonraki beş yıllık görev için vizyonlarını ortaya koyacaklar dolayısıyla güçlerimizi birleştirmemiz gerektiğini vurgulamalarını bekliyoruz”.
“Bunun olması için tüm düzey hükümetlerin yasalarını iyileştirmeleri için işbirliği yapmaları, dayanışma göstermeleri ve kimsenin geri kalmayacağını teyit etmeleri gerekiyor. Yasaların %70’ini uygulayan yerel ve bölgesel hükümetlerin Avrupa demokrasisinin temellerini oluşturduğunu unutmamalıyız”.
“AB’nin yerel politikacılarından bir milyonunu karar alma sürecindeki rolünü güçlendirerek AB yasalarının kalitesini iyileştirmiş olacak ve demokrasi ve yasallık güçlendirilmiş olacak. Sadece Birlik olarak işbirliği yaparsak işsizlik, iklim değişikliği ve sosyal dışlanma gibi sorunları çözebileceğimizi gösterebiliriz”.
Kentler ve bölgelerin bugün karşılaştıkları zorluklar ve onlara daha fazla yetki ve sorumluluk vermenin neden önemli olduğu sorusuna Lambertz istihdam oluşturulması, sosyal katılım, bölgesel eşitsizlik ile mücadele ve karbondan bağımsız bir ekonomiye geçiş olarak yanıt verdi.
“Eğer bu zorlukları aşmak istiyorsak, bölgeler ve kentlerin uzun vadeli istikrarlı ve belirleyici bir yatırıma ihtiyaçları var. Dolayısıyla 2020 sonrası AB bütçesi belirleyicidir. Bugün AB’de kamu yatırımları düzeyi çok düşüktür ve bölgelerin ve kentlerin sonuçlar alabilmesi için bu boşluğun doldurulması gerekiyor”.
“Dolasıyla uyum ile iddialı bir Avrupa için iddialı bir bütçe gerekiyor. Bu nedende dolayı Bölgeler Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu üye devletlerin katkılarının %1’den %1,3 artırılmasını istiyor”.
“Uyum politikası için AB’nin bir sonraki bütçesinin üçte birinin korunmasına bağımlılık olmasını istiyoruz. Bu, tasarruf politikalarının etkisini azaltarak uyum politikası için harcanın her avronun 2,7 avro olarak geri dönmesini sağlayacak”.
Lambertz’e göre uyum fonlarının dörtte biri şu an iklim eylemleri için harcanıyor ve 2014’ten bu yana 16.5 milyar avro sosyal uyum ve katılım projeleri için 1,2 milyarı ise savunmasız politik gruplar ve mülteciler için kullanıldı.
“Bu, bilgilendirmek ve stratejik kalkınma amacıyla AB kurumları, yerel ve bölgesel kurumları yakınlaştıran ortak değerlere dayalı tek Avrupa politikasıdır. Avrupa’nın işbirliği ile bağlantılı olduğunu göstermemiz için tek yoldur ve bu da sadece yerel düzeyde toplumlarımızla işbirliği içinde başarılabilir”.