Avrupa Parlamentosu Türkiye raporu Kıbrıs paragrafı

142

47 lehte, 7 alehte ve 10 çekimser oyla onaylanan Avrupa Parlamentosunun Dışişleri Komisyonu raporu, Türkiye’nin katılım müzakerlerinin durdurulması ve yerine özel bir ortaklık ilişkisi oluşturulması aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin desteklenmesi için fonların kullanımını içeriyor. Rapor, 14 Kasım 2018’de Dışişleri Komisyonu Raportörü Kati Piri tarafından önerilen plana dayanıyor.

Raporda, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) de dâhil, Türkiye’den her türlü kışkırtıcı eylemlerden kaçınması, ordusunu Kıbrıs’tan çekmesi ve kapalı Mağusa bölgesini BM’e iade etmesi isteniliyor.

Rapor, Komisyon ve Avrupa Birliği Konseyinin dikkatlerini aşağıdaki noktalara çekiyor: “müzakere çerçevesine göre, Türkiye’nin müzakere sürecinin ertelenmesi ama buna karşı, Türkiye ile siyasi ve demokratik diyaloğa bağlı kalınması ve Komisyonun var olan ve AB tarafından yönetilen fonları, Türkiye’de insan haklarını savunan sivil toplum örgütlerinin ve gazetecilerin desteklenmesi için kullanması, iletişim, diyalog ve Türk öğrencilerin Avrupa üniversitelerine ulaşım fırsatlarını artırması, demokratik ilke ve değerlerinin ama aynı zamanda insan hakları ve hukuk devletinin korunması ve ilerletilmesi hedefiyle gazetecilerin bilgilendirilmesi için platformlar oluşturulması”.

“Avrupa Birliği Anlaşmalarının 49 maddesi korunarak, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin etkin ortaklık temelinde yeniden belirlenmesi. AB ile Türkiye arasındaki herhangi bir siyasi bağımlılık demokrasiye, hukuk devletine ve temel haklara saygıya dayalı olmalı”.

Raporda ayrıca, insan hakları ve gümrük birliği konusunda temel özgürlüklerle ilgili paragraf içerilmesi için Komiseyona çağrıda bulunularak, Türkiye ek protokolü tüm üye devletlerle uygulayana kadar, bugünkü gümrük birliğinin tam dinamizmine ulaşamadığı vurgulanmaktadır.

Kıbrıs’la ilgili paragraf:

Raporda yer alan Kıbrıs’la ilgili özel bir paragrafta “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi müzakereleri için BM Genel Sekreteri himayesinde yapılan çabalar selamlanarak, Kıbrıs sorununa, BM Güvelik Konseyi kararları tarafından belirlendiği gibi, adil, kapsamlı, yaşayabilir, iki toplumlu, iki bölgeli, ortak uluslararası kimliğe sahip bir federasyon, iki toplum arasında ortak egemenlik ve ortak vatandaşlık ve eşitliğe, uluslararası hukuk, AB Müktesebatı ve Birlik ilke ve değerlerine sayıgıya dayalı bir çözüme olan destek yinelendi”.

Buna ek olarak “BM Genel Sekreteri çerçevesi ve müzakerelerin 2017’de Crans-Montana’da başarılan sürece dayalı olarak yeniden başlaması çağrısı belirtilerek, AB ve üye devletlerden müzakerlerin tamamlanmasında daha aktif bir rol oynamaları isteniliyor.

Tüm ilgili taraflara ve özellikle de Türkiye’ye yeniden çağrıda bulunularak kapsamlı bir çözüme katkıda bulunmaları çağrısı yapılmaktadır. Ayrıca Türkiye’den ordusunu Kıbrıs’tan çekmesi, kapalı Mağusa bölgesini Güvenlik Konseyi 550 kararlarına dayalı olarak BM’e vermesi ve yasa dışı nüfus taşıyarak adanın demografik dengesini bozacak eylemlerden kaçınması ve tüm ada için topluluk anlaşmalarına uyması istenilmektedir.

Rapor ayrıca, Kıbrıs sorunun çözümünden sonra Kıbrıs Türk toplumunun AB’ye tam katılımının sağlanabilmesi amacıyla hazılanması yönünde iki toplumlu özel ad-hoc komisyonunun işbirliği yaparak çalışmaları sürdürmesi gerektiğine yer vermektedir.

Devamla, gerek Kıbrıslı Rum gerekse Kıbrıslı Türk kayıplarla uğraşan iki toplumlu Kayıp Kişiler Komitesinin önemli çalışmalarına yer vererek, askeri bölgeler de dâhil, ilgili yerlere ulaşımda bir iyileşme görüldüğü vurgulanarak Türkiye’ye askeri arşivlerden bilgiler vererek duruma yardımcı olması çağrısı yapılıyor.

Buna ek olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölgesinde ikili anlaşmalar yapma hakkı korunarak Türkiye’ye Avrupa müktesebatı ve uluslararası hukuk temelinde tüm üye devletlerin egemenlik ve doğal kaynaklarını değerlendirme haklarına saygı göstermesi için çağrı yapılarak Türkiye’den iyi komşuluk ilişkilerini etkileyecek her türlü tehdit ve eylemden kaçınması ve mevcut görğş ayrılıklarını barışçıl bir yolla çözmesi isteniliyor.

Raporda “iyi komşuluk ilişkilerinin önemi vurgulanarak açık olan ikili konuları çözme çabalarını yoğunlaştırması, deniz ve karada komşularıyla arasında var olan farklılıkları ve yasal sorumluluklarını Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözmesi için Türkiye’ye çağrıda bulunuluyor. Ayrıca Türk hükümetine deniz hukukuyla ilgili Birlemiş Milletler anlaşmalarını imzalaması (UNCLOS) ve Yunan hava ve deniz sahasını tekrar tekrar ihlal etmeye son vermesi ve komşularının toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı göstermesi için çağrı yapılıyor. Buna ek olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Yunanistan’a karşı yayınlanan casus belli tehditinin geri çekilmemesinden duyulan rahatsızlık dile getirilmektedir.

Raporun başka bir noktasında, Avrupa Konseyinin Parlamento Toplantısının İmroz ve Tenedos’la ilgili kararlarının tam olarak uygulanması, geri dönmek isteyen azınlıkların yeniden yerleşmesine yardımcı olunmasına yer verilerek İmroz adasında Yunan azınlığa ait okulun yeniden çalışmaya başlamasından duyulan memnuniyet ve bunun olumlu bir adım oluşturduğu dile getirilmektedir.

Başka bir paragrafta Türk hükümetine, Akkuyu bölgesinde nükleer santral kurulması planlarına son vermesi ve Espoo anlaşmasını ilerletmesi ve Akkuyu’daki gelişmelerle ilgili olarak Yunanistan ve Kıbrıs gibi komşu ülkelere danışması için çağrıda bulunuluyor.

Ayrıca, vize konusunun Türk vatandaşlar ve özellikle de öğrenciler, akademisyener, iş temsilcileri ve AB ile ailevi ilişkileri olanlar için büyük önem taşıdığı belirtilerek Türk hükümetinin vizelerin serbest bırakılması için gerekli 72 kriteri tam olarak yerine getirmesi için teşvik ediliyor.

Kha