Mehmet Öğütçü:Türkiye artık güvenlik mimarisinde kendisine yer açmak istiyor, NATO’nun 5. maddesi uygulanabilir olmaktan çıktı’

150

Mehmet Öğütçü’ye göre, NATO’nun Londra zirvesi ‘tarihi olacak’. Ankara’nın güvenlik mimarisinde yer açmak istediğini belirten Öğütçü, NATO’nun artık ihtiyacı karşılamadığı ve 5. maddenin uygulanabilir olmaktan çıktığı görüşünde. Öğütçü, Baltıklar/Polonya restini doğru bulmazken, Libya ile mutabakatın yapıcı çözümler gerektirdiğini söyledi.

NATO’nun 70. yıldönümü Türkiye’nin odağına oturduğu tartışmalar eşliğinde kutlanıyor. İttifakın Londra’daki Liderler Zirvesi aynı zamanda Türkiye, Britanya, Fransa ve Almanya liderlerinin dörtlü zirvesine de sahne olacak. Öncesinde Türkiye’nin sığınmacılar meselesinde aldığı tutumdan, ittifakın Baltıklar ve Polonya savunma planlarına itirazları, Rusya’dan S-400 alımından Doğu Akdeniz’deki enerji meselesine uzanan bir dizi başlıkla tartışmalar yaşanıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘NATO’nun beyin ölümü’ saptaması eşliğinde Türkiye’yi tek taraflı Suriye harekatından ötürü eleştirip ittifak içinde ‘dayanışmayı hak etmediği’ çıkışı da Paris-Ankara ilişkilerini germiş durumda.

Zirveyi emekli diplomat ve Boğaziçi Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü ile değerlendirdik.

‘NATO açısından tarihi bir zirve olacak’

Mehmet Öğütçü’ye göre, Londra’daki Liderler Zirvesi NATO açısından tarihi bir zirve olacak. Türkiye’nin kuruluşundan bu yana ittifakın en sadık müttefiklerinden olduğunu belirten Öğütçü Ankara’nın bugün artık bölgesinde bağımsız bir güç olarak kendisine güvenlik mimarisinde yer açmak istediğinin altını çizdi. Öğütçü, bunun sebebinin NATO’nun artık Türkiye’nin ihtiyaçlarını tamamen karşılamaması ve ittifakın 5’inci maddenin de artık uygulanabilir olmaktan çıkması olduğu görüşünde:

“Londra’daki zirve tarihi bir zirve olacak NATO açısından. Bütün objektif koşullar şunu gösteriyor; Türkiye, kuruluşundan beri NATO’ya en sadık olan, NATO’nun savunma yükünü üstlenmiş, NATO bölgesi dışında Afganistan’dan Somali’ye operasyonlara katılmış, Gayri Safi Milli Hasılası’nın neredeyse yüzde 3’ünü savunma harcamalarına ayırmış bir ülke olarak sorumluluklarını yerine getiren bir ülke. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle NATO’nun misyonu tamamlandıktan sonra bölgede bağımsız özerk bir güç olarak yükselen bir ülke. Kendisine bir yer açmak istiyor bu güvenlik mimarisinde. Çünkü NATO artık Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını tamamen karşılamıyor, 5. maddede hepimiz birimiz, birimiz hepimiz içindir felsefesi ve yükümlülüğü ne yazık ki artık uygulanabilirlikten çıktı. NATO, 16 ülkeden 29 ülkeye çıktı. Amerika ile Avrupa Birliği arasında ciddi bir kopuş yaşanıyor. Bundan en fazla memnun olan ülkelerin başında Rusya geliyor. Rusya hem Türkiye ile geliştirdiği stratejik ortaklık hem Macron Fransa’sı ile son birkaç aydır girdiği flört ilişkileri sayesinde NATO’yu içeriden bölmeyi başardı büyük ölçüde.”

‘En önemli hususlardan birisi dörtlü zirve’

Öğütçü 70’inci yıldönümü zirvesinin en önemli hususlarından birisinin Erdoğan’ın Britanya, Almanya ve Fransa liderleriyle gerçekleştireceği dörtlü zirve olduğunu belirtti. Britanya’da Brexit ve seçim süreci, Fransa’da Sarı Yelekler vakasına dikkat çeken Öğütçü, Avrupa’daki olası gelişmelerin Türkiye’nin ilişkilerini de etkileyeceğini vurguladı. Öğütçü’ye göre Ankara Brexit sonrası Britanya ile daha yakın bir ilişki sistematiğine girecek. Türkiye’yi NATO içerisinde seven kimsenin artık kalmadığını da belirten Öğütçü yine de ittifak içerisinde vazgeçilmez konuma dikkat çekti:

“Bu zirvede en önemli hususlardan bir tanesi, Türkiye’nin Merkel-Macron-Boris Johson ile yapacağı 4’lü zirve. Bu zirvede özellikle Macron ile Erdoğan arasındaki ilişki nasıl gelişecek, hepimiz merak ediyoruz. Birlikte çok diplomatik olmayan üslupta konuşmalarından sonra diplomatik bazı gelişmeler yaşanabilir. Çünkü Macron içeride Sarı Yelekler muhalefetini yenemedi. Fransa ekonomik olarak ciddi bir durgunluğun içerisinde. Kendisine dışarıda uluslararası rol arıyor. Avrupa Birliği içerisinde İngiltere’nin çekilmesinden sonra Almanya işle ciddi bir çekişme içine girecek. Ama Türkiye’nin NATO içerisinde ve ikili bazda İngiltere ile çok güçlü bir ortaklık geliştireceğini düşünüyorum. Brexit sonrası İngiltere böyle bir arayış içerisinde. Çünkü Trump ile birlikte İngiltere, Amerika’nın stratejik beli olmaktan hızla çıktı. Bekledikleri yakın ortaklık ittifak ilişkisi kalmadı Amerika ile. AB’den de çekildikten sonra İngiltere de böyle bir arayış içerisinde. Türkiye NATO içinde ikinci büyük silahlı kuvvetlere sahip ülke, dünyada 8.ci. Dolayısıyla askeri bakımdan ihmal edilemez bir ülke. NATO içerisinde şu anda Türkiye’yi seven bence kimse kalmadı, ama NATO Genel Sekreteri’nin ifade ettiği vazgeçilmez bir müttefik. Çünkü doğusunda İran, güneyinde Suriye, Irak, Doğu Akdeniz, kuzeyinde Karadeniz. Bütün bu denklemde Türkiye gibi bölgesel bir süper gücü kaslarını iyi kullanamasa da hesaba katmadan bir şey yapmak mümkün değil.”

‘Veto tehdidi yanlış, Baltık ülkeleri ve Polonya’yı karşıt kampa iter’

Öğütçü, Ankara’nın ittifak üyelerine YPG’yi terör örgütü olarak kabul ettirmek için Baltık ülkeleri ve Polonya’ya yönelik savunma planlamasına veto kartı çıkartmasının yanlış bir adım olduğu görüşünde. Meseleyi Ankara’nın ABD ve Rusya ile yaptığı mutabakatlara bile koymadığını anımsatırken, bunu ‘başarılabilir’ bir hedef olarak görmeyen Öğütçü, aksine Türkiye’nin dostu olan Baltık ülkeleri ve Polonya’yı Türkiye karşıtı kampa iteceğini vurguladı:

“Türkiye’nin istediklerini NATO’dan elde edebileceğini sanmıyorum. Türkiye, Londra Zirvesi’nden neler istiyordu? İlk olarak NATO’nun güncelleştirme strateji savunma planları var. O planların Türkiye ve bölgeye olan ilişkin bölümünde YPG terörist örgüt olarak Türkiye’nin isteğini hilafına dahil edilmeyecek. Zaten bu ne Astana ne Soçi’de yani Rusya ile yaptığımız anlaşmalarda yer aldı. En son Türkiye’nin müdahalesinin Suriye’de durdurulması sonucunu doğuran ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalarda da YPG-PKK bağlantısı kurulmadı, terörist olarak adlandırılmadı. Çünkü başta ABD ve AB olmak üzere bütün NATO ülkeleri YPG ile çalışıyor. Terörist olarak nitelendirdikleri zaman teröristlere çalıştığı görünümü ortaya çıkacak, dolayısıyla bu mümkün değil. Türkiye’nin burada kullanmaya çalıştığı koz, eğer benim dediklerimi yapmazsanız ben de Baltık ülkeleri ve Polonya’nın savunma planlarının güncelleştirilmesine şerh koyarım, veto ederim tehdididir. Bu yanlış bir tehdittir, çünkü Baltık ülkeleri Türkiye’nin dostları arasındadır, özellikle Polonya. Hem AB hem NATO içinde böylesine sonuç alamayacağımız bir ihtilafta bu ülkeleri ortaya sürüp NATO planlarının güncellenmesini engellememiz, bu ülkeleri karşı kampa itecektir, Türkiye’ye müzahir bakmaktan alıkoyacaktır. Kazanılmayacak bir şey için bunu kullanmak doğru değil”.

‘SU-57’lerle ilgili karar, NATO’dan kopuşu hızlandırır’

Öğütçü, NATO içerisinde Türkiye’nin S-400 alımına yönelik meselenin ise henüz çözümlenmemiş olduğunu belirtirken, Ankara’nın S-57 uçakları için de adım atması halinde ittifaktan kopuşun hızlanacağı görüşünü dile getirdi:

“NATO, bir bütün olarak Türkiye’nin S-400 alımına karşı çıkmıştır. Bu Rusya ile ilişkiler bağlamında basit bir karşı çıkma değildir. Çünkü NATO’nun askeri sistemleri-hava sistemleri birbirlerine entegre olmuş vaziyettedir. S-400’lerin bu sisteme dahil edilmesi mümkün değil. Türkiye, biz bunu bağımsız olarak kendi ulusal hava savunma sistemimizi kullanacağız diyor ama NATO üyesiyseniz, bunun dışında algılanmanız mümkün değil. dolayısıyla bu sorun henüz çözümlenmedi. Daha bu sorun çözümlenmeden SU-57 uçakları var, F-35 uçaklarının yanına. Hele bir de Türkiye o konuda karar alırsa, NATO’dan kopuş hızlanacak diye düşünüyorum.”

tr.sputniknews.com/ceyda_karan_eksen/201912021040743786-turkiye-artik-guvenlik-mimarisinde-kendisine-yer-acmak-istiyor-natonun-5inci-maddesi-uygulanabilir/