Avrupa Birliği (AB), Türkiye’yi Kıbrıs açıklarında “yasa dışı sondaj faaliyetleri yürüttüğü” gerekçesiyle hedef aldı. 28 üye ülkeden bakanlar Avrupa Komisyonu’ndan Türkiye’ye karşı yanıt olarak devreye sokulabilecek “uygun tedbirler” hazırlamasını istedi. AB’nin atabileceği olası adımlar arasında, sondaja katılan şirketlere ve bireylere karşı yaptırımların olabileceği belirtiliyor.
Akdeniz’de zengin doğal gaz yataklarının keşfedilmesi, Türkiye ve AB üyesi Kıbrıs Rum Yönetimi arasında yeraltı kaynaklarına erişilmesi ve yeni arama çalışmaları yürütülmesi açısından rekabete neden oldu.
28 ülkenin Avrupa İşleri Bakanları Lüksemburg’da düzenledikleri toplantıda Ankara’ya, insan hakları konusunda “derin endişe uyandırıcı şekilde geriye gitmesi” ve AB’den “gittikçe uzaklaşmayı sürdürmesi” nedeniyle eleştiriler yöneltildi.
Toplantının ardından yapılan resmi açıklamada AB Konseyi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki “yasa dışı” sondaj faaliyetlerinden duyduğu ciddi kaygıyı dile getirdi. Konsey’in açıklamasında, “Türkiye’nin AB tarafından bu faaliyetleri durdurması yönünde defalarca yapılan çağrılara kulak asmamasından üzüntü duyulduğu” kaydedildi.
Kıbrıs Rum Yönetimi’nden AB’ye tehdit
Kıbrıs Rum Yönetimi, AB genişleme görüşmelerini Ankara’ya karşı önlem alınmaması halinde engellemekle tehdit ediyor.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’la telefonda görüşen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras Brüksel’in Türkiye’nin eylemlerini kayıtsız şartsız kınaması gerektiğini söyledi.
Ankara, Kıbrıs Rum kesiminin tek taraflı sondaj çalışmalarının Kıbrıs Türkleri’nin haklarını ihlal ettiğini, Rumların münhasır ekonomik bölge ilan ettiği alanın belirli noktalarında Türkiye ya da Kıbrıs Türkleri’nin de hak sahibi olduğunu savunuyor
Kıbrıs Rum yönetimi son olarak Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetleri yürüten Türk gemisi mürettebatı için tutuklama emri çıkarmıştı.
Türk sondaj gemisi Fatih, geçen aydan bu yana Kıbrıs’ın batısında demirli. Bir diğer sondaj gemisi Yavuz’un da yakında Ada’nın doğusuna gönderilmesi bekleniyor.
“Türkiye AB ilişkileri Kıbrıs sorununun rehinesi”
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamadaysa “AB, 2004 yılında GKRY’yi üye olarak almakla büyük bir hata yapmıştır. Şimdi ise bu hatayı sürdürmek uğruna Türkiye-AB ilişkilerini Kıbrıs sorununa indirgemekte ve bu sorunun rehinesi haline gelmektedir. AB’nin, bugünkü kararlarını yine tarafgir şekilde tamamen Rum bakış açısıyla kaleme aldığı görülmektedir. AB bu kararları alırken bir ilkeler ve değerler topluluğu olarak değil, pazarlıklara dayalı bir çıkar grubu şeklinde hareket etmiştir. Bu durum, AB’nin kuruluş felsefesine aykırıdır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada “AB’nin mevcut tutumu esasen Ege ve Doğu Akdeniz’e ilişkin Rum-Yunan ikilisinin Türkiye’nin ve Kıbrıs adasının ortak sahibi KKTC’nin haklarını gasp etmeye matuf, temelsiz ve maksimalist tezlerine dayanmaktadır. Bu tezleri bütünüyle reddediyoruz” denildi.
Dışişlerinin açıklaması şöyle devam etti:
“Doğu Akdeniz’e ilişkin kararlar hukuki temelden yoksundur. AB’nin bu taraflı ve gerçeklerden kopuk tavrını değiştirmeye davet ediyoruz.
Türkiye bütün çevre denizlerinde olduğu gibi Ege ve Doğu Akdeniz’de de barış ve istikrardan yana olagelmiştir. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru hakları ve çıkarları hilafına adım atanlar, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’yi bölgede yok saymaya kalkışanlar, bu amaçlarına asla ulaşamayacaklar.
Kıbrıs Türkleri Ada’nın enerji kaynakları ve enerji gelirleri için ortak enerji komisyonu kurulmasını önermiştir. Ancak bu öneri Rumlar tarafından reddedilmektedir. Ada’da çözüm bulunana kadar ortak enerji komisyonu olumlu bir adım olacak ve taraflar arasında güveni arttırarak kapsamlı çözümü kolaylaştıracaktır.
Bu gerçekleşene kadar, Türkiye gerek kendi deniz yetki alanlarındaki hak ve menfaatlerini gerek Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını savunmak amacıyla gerekli adımları atma yönündeki kararlılığını koruyacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Bu önyargılı tutuma rağmen, Türkiye AB sürecinde kararlı ve samimi adımlar atmayı sürdürecektir. Türkiye, iddia edildiği gibi, AB’den uzaklaşmamaktadır. Tersine, ülkemize karşı adil ve dürüst davranmamakla AB Türkiye’yi kendisinden uzaklaştırmakta, Türk halkı nezdinde inandırıcılığını kaybetmektedir. Terörizm, yasadışı göç, enerji güvenliği gibi küresel sınamalar karşısında, AB’nin tarafgirliği bırakıp stratejik vizyonla hareket etmesi kendi yararına olacaktır.”
Voa
https://www.dw.com/tr/abden-t%C3%BCrkiyeye-do%C4%9Fu-akdenizdeki-faaliyetleri-nedeniyle-k%C4%B1nama/a-49289913