Avrupa Komisyonu İlerleme Raporunda Türkiye’ye Kıbrıs ve MEB için yeni uyarılar var

163

Avrupa Komisyonu İlerleme Raporunda, Türkiye’nin Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) eylemleri, AB Konseyinin Ankara’ya karşı yenilenen ikazları ama aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirmesi ve Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunması çağrısı kayıt altına alındı. Raporda ayrıca Türkiye’nin içinde insan hakları, adalet ve Hukuk Devletinin kötü durumuna da yer verildi.

Üye Devletler Konseyine gönderilen söz konusu İlerleme Raporunda “Kıbrıs sahillerinde hidrokarbon keşfi beklentileri nedeniyle bölgedeki gerginlik Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hidrokarbon kaynaklarını değerlendirmesine ilişkin egemenlik hakları konusunda yaptığı eylemler ve açıklamalar nedeniyle daha da yoğunlaştı”.

“Mayıs 2019’da, Türkiye Kıbrıs’ın MEB bölgesine askeri gemi eşliğinde bir sondaj platformu göndererek gerginliğin daha da artmasına neden oldu” diye kaydedilerek Avrupa Konseyinin Mart 2018’de Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de devam eden  eylemlerini kınadığı hatırlatıldı.

Konsey ayrıca “Türkiye’ye uluslararası hukuka saygı göstermesi ve iyi komşuluk ilişkileri karşısındaki yükümlülüklerini hatırlatarak Türkiye’nin Kıbrıs’ın doğal kaynaklarını Avrupa ve uluslararası hukuka dayalı olarak keşfetmesi yönündeki egemenlik haklarına saygı göstermesi çağrısında bulunmuştu”.

“Mart 2019’da, AB Türkiye’ye bu tür eylemlerden kaçınma çağrısında bulunarak Kıbrıs’la tam dayanışma içinde olacaklarını açıklamıştı”.

Bu çerçevede “mülteciler konusunda Yunanistan ile işbirliği devam etti. Buna rağmen, Ege ve Doğu Akdeniz’deki gerginlikler bölgesel istikrar ve güvenliğin tehlikeye düşmesine neden oluyordu ve Türkiye tarafından Yunanistan ve Kıbrıs’ın hava ve deniz sahasında sürekli artan ihlaller yaşanıyordu”.

Türkiye hâlâ AB-Türkiye Ortaklık Anlaşmasıyla ilgili Ek Protokol hiç ayrım yapmadan uygulama yükümlülüğünü yerine getirerek ticari malların serbest dolaşımını ve Kıbrıs’la doğrudan iletişim kurulmasını yerine getirmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti ile ikili ilişkilerinde hiçbir ilerleme kaydedilmedi.

“Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını sorgulayan eylem ve açıklamaları hala devam ediyor”.

Raporun iyi komşuluk ilişkileriyle ilgili başlığında şunlara yer verilmektedir: “Şubat 2018’de, Türkiye deniz donanmasıyla Kıbrıs tarafından yetkilendirilen İtalyan şirketine ait sondaj çalışmalarını engellemeye çalışmış sonuç olarak programlanmış olan sondaj faaliyetlerinin ertelenmesine neden olmuştur”.

“Mayıs 2019’da, Türkiye Kıbrıs MEB’ine bir sondaj platformu göndererek gerginliğin daha da artmasına neden olmuştur. AB Türkiye’ye çağrıda bulunarak Kıbrıs’ın AB ve uluslararası hukuk ve BM Deniz Hukuku Anlaşmaları temelinde doğal kaynaklarını değerlendirme konusunda egemenlik haklarına saygı göstermesini istemiştir”.

“Mart 2019’da, AB Türkiye’ye eylemleri durdurması çağrısında bulunarak Kıbrıs ile tam dayanışma ifade etmişti. AB ayrıca üye devletlerin deniz ve hava sahalarındaki egemenlik haklarına saygı gösterilmesini istemişti”.

“Mart 2018’de, Avrupa Konseyi Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin devam eden  eylemlerini kınayarak Türkiye’ye uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri karşısındaki yükümlülüklerini hatırlattı ve tüm üye devletlerle ilişkilerini iyileştirmesini istedi”.

Kıbrıs sorununa da değinen raporda “Türkiye BM’in müzakerelerin yeniden başlaması yönünde gerçekleştirdiği istişareler ve çabalardan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti.”

“Söz konusu müzakerelere Türkiye’nin katılımı ve bağımlılığı büyük bir öneme sahiptir”.

“Müzakere çerçevesinde ve Komisyonun açıklamalarından da vurgulandığı gibi Türkiye’nin Kıbrıs sorununa BM çerçevesi içinde, Güvenlik Konseyi kararlarına ve AB ilke ve değerlerine dayalı adil, bütünsel ve yaşayabilir bir çözüm bulunması müzakerelerini aktif olarak destelemesi bekleniyor”.

“Bugüne kadar kaydedilen ilerlemenin devam etmesi ve bütünsel bir çözüm bulunulması yönünde ilerlemek çok önemlidir”.

“Türkiye’nin kapsamlı bir anlaşmanın belirli şartlarına bağlı kalması ve katkısı çok önemlidir. Kayıp Kişileri Araştırma Komitesinin tüm ilgili arşivlere ve askeri bölgelere ulaşımının sağlanması ek bir gelişme oluşturmuştur ama bunun hızlandırılması gerekir”.

Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda: “Komisyon ve Konseyin yinelenen tüm çağrılarına rağmen, Türkiye henüz 21 Eylül 2005, Aralık 2006 ve Aralık 2015’te Konseyin kararlarına uyarak yükümlülüklerine yerine getirmedi”.

“Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (AGİT) de dâhil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çeşitli uluslararası örgütlere katılım başvurularına karşı veto kullanmaya devam ediyor”.

Sınır ötesi farklılıkların barışçıl çözümü başlığında Komisyon şunlara yer vermektedir: “Avrupa Konseyi ve Komisyonun bir önceki kararları ve müzakere çerçevesine göre, Komisyon Haziran 2018’de Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkilerine, uluslararası anlaşmalara karşı yükümlülüklerine yerine getirmesi ve farklılıkları BM Haritasına uygun olarak barşçıl yollarla ve gerekli olması durumunda Uluslararası Mahkemeye başvurarak çözmesi gerektiğini tekrarladı”.

“Bu çerçevede, AB yine ciddi endişeler dile getirerek, Türkiye’den üye devletlere karşı, iyi komşuluk ilişkilerine ve farkların barışçıl çözümüne zarar verecek her türlü tehdit ve eylemden kaçınmasını istedi”.

“Kıbrıs konusunda, kayıplarla v mülkiyet hakkıyla ilgili olarak Türkiye’ye karşı alınan kararların ve tazminat kararlarının yerine getirilmesi henüz açık bir başlık olarak kalmaya devam ediyor”.

“5 Mart 2010’da “Türkiye’ye karşı Dimopoulo” kararının uygulanmasıyla ilgili olarak, bugüne kadar 6.538 Kıbrıslı Rum mal sahibi Taşınmaz mal Tazmin Komitesine başvurdu”.

“Mart 2019’da, 964 başvuru dost çözümlerle, 33 başvuru resmi duruşma yolluyla çözüldü. Şimdiye kadar 349 milyon Euro tazminat ödedi”.
“Aralık 2018’de, Avrupa Konseyinin Bakanlar Komitesi Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı davalarını inceledi. Bunlar arasında Varnavas ve diğerleri ve Xenides-Arestis davaları da vardı ve hiçbir durumda hiçbir ilerleme kaydedilmedi.”

“Güzelyurtlu ve diğer Kıbrıs ve Türkiye’ye karşı davalarda, Ocak 2019’de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ilk kez 2. Maddenin çiğnendiği ve adli konularda Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile işbirliği yapmakta başarısız olduğu vurgulandı.

AB ile geniş ilişkiler çerçevesinde İlerleme Raporu Türkiye’nin “Avrupa Birliğinin önemli bir ortağı olmaya devam ettiğine ve Türkiye’nin, 1964 yılından bu yana Ortaklık Anlaşması ile AB ile ilişkili olduğuna ve 1995 yılında gümrük birliğine varıldığına” yer verilmektedir.

“Avrupa Konseyi Aralık 1999’da Türkiye’ye aday ülke statüsü verdi ve katılım müzakereleri Ekim 2005’te başladı. Müzakereler çerçevesinde bugün geçici olarak kapanan 16 başlık açıldı. Genel İşler Konseyi Haziran 2018’de şimdiki koşullarda Türkiye ile katılım müzakerelerinin aslında durdurulduğunu, başka başlıkların açılması veya kapatılmasının söz konusu olmadığını ve Gümrük Birliği konusunun modernleştirilmesi yönünde daha fazla çalışmalar yapılamayacağını açıkladı”.

Komisyon son olarak, “Türkiye hükümetinin AB hedefinin ilerlemesi yönünde tekrarlanan bağımlılıkları başarılı olmadı ve gerekli önlemler reformlar gerçekleştirilmedi. O günden sonra AB’nin hukuk devleti, temel haklar ve yargı organıyla ilgili olumsuz gelişmeler konusundaki ciddi endişeleri dikkate alınmadı. AB-Türkiye Ortaklık Konseyi 15 Mart 2019’da Brüksel’de 54. Toplantısını gerçekleştirdi. Üç yıldan sonra reformlar için eylem heyeti çalışmalarını tekrarlayarak Ağustos ve Aralık 2018 ve 9 Mayıs 2019’da yeniden toplandı” uyarısında bulundu.